Sahte ürünlerin illegal ticareti gün geçtikçe artmaktadır. Özellikle ilaçları içeren sağlık ürünlerinin satışı son dönemlerde kalpazanların iştahını kabartmaktadır. Bunun aslında birçok nedeni vardır. Birinci olarak sağlık ürünlerinin tüketiminde ciddi bir artış bulunmaktadır. İkincisi, sahte sağlık ürünleri, özellikle ilaçlar, orijinalleriyle neredeyse birebir üretilebilmekte ve böylece ortalama tüketici bunları ayırt edememektedir. Bu yüzden sahte sağlık ürünlerinin üretimi hem gerçek hak sahiplerini hem de hastaları olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Dolayısıyla yetkili makamların bu konuyu ciddiyetle ele alması ve gerektiğinde re’sen aksiyon alması gerekmektedir.
Sahte İlaç
Sahte ilacın önemli bir sorun haline gelerek kamu sağlığını tehdit etmesi sonucu, Türk Ceza Kanunu’nda sahte ilaç konusu iki madde altında düzenlenmiştir. Bunlardan biri “Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilâç yapma veya satma” başlığını taşıyan TCK’nın 187. maddesi, diğeri ise “Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti” başlıklı TCK’nın 186. maddesidir. Suçu işleyen kişilere 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörülmüştür. Bu suçun hekim veya eczacı tarafından mesleğin icrası kapsamında işlenmesi hâlinde, verilecek cezanın artırılması öngörülmüştür. Bu nedenle ilaç şirketleri yanında özellikle ilaç depoları ve eczanelerin bu hususta gereken hassasiyeti göstermesi gerekmektedir.
Esasında sahte ilaç üretimi ve satımına karşı yukarıda görüleceği üzere ciddi yaptırımlar bulunmaktadır. Ancak pratikte maalesef ki sahte ilaç üretiminden çok sahte ilaç kutusu veya küpürü ile karşılaşılmaktadır.
Sahte Kutu ve Kupür
Son dönemlerde oldukça sık rastlanan sahte kutu (ambalaj) ve sahte kupürlerin matbaalarda bastırıldıktan sonra, ilaç bedellerinin geri alınması amacıyla geri ödeme kurumlarına (örneğin SGK) ibraz edilmesi, yani geri ödeme kurumlarının aldatılmaya çalışılarak haksız menfaat elde edilmesi önemli bir sorun teşkil etmektedir.
Sahte kutu ve kupürlerin içerisinde ilaç olmadığından, matbaalarda bastırılmış olan bu kutular için maalesef TCK kapsamında bir suç oluşmamaktadır. Bu durumda eğer şartları var ise sahtecilik veya nitelikli dolandırıcılık konularını düzenleyen maddeler uygulanabilmektedir. Ancak mevcut yargı kararlarına bakıldığında, eğer bu sahte kutu ve kupürler kullanılmışsa, yani, geri ödeme kuruluşlarına ibraz edilmiş ise ancak bu halde nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarının tatbik edildiği görülmektedir. Böyle olunca da, geriye kalan tek cezai koruma marka haklarından doğmaktadır. Öte yandan Sağlık Bakanlığı ilaçlara üretimden itibaren 2D barkod takip sistemi getirmiştir. Böylece her ürün sadece tek bir barkoda sahip olacağından her bir barkod için tek bir geri ödeme yapılması sağlanmaya çalışılmaktadır.
Medikal Cihaz ve InVitro Test Cihazları
Tüketicilere satılan başka sahte ürün çeşidi ise medikal cihaz ve in vitro test cihazları olarak karşımıza çıkmaktadır. Yukarıda belirttiğimiz gibi Türk Ceza Kanunu’nun sadece ilaç ve yiyeceklerin sahte üretimine ilişkin yaptırımlar uygulaması nedeniyle bu tür ürünlerin sahtelerinin piyasaya sürülmesinin engellenmesinde yasal boşluklar bulunmaktadır. Hak sahipleri ayrıca bozuk veya son kullanma tarihi geçmiş ürünlerin paralel ithalatı sorunuyla da karşı karşıyadır. Bu tür bir durumda hak sahipleri derhal savcılığa ve mahkemeye başvurarak marka hakkı ihlalinin önlenmesine ilişkin talepte bulunmalıdır. Aksi takdirde hak sahibinin markası zarar görecektir. Bununla birlikte marka hakkı sahibi bu tür medikal cihazların kullanımının insan sağlığını tehlikeye düşürdüğü iddiasıyla Sağlık Bakanlığı’na başvurarak şikayette de bulunabilir.
Uygulamada Sahte ve Kaçak İlaçla Mücadele
Sahte veya kaçak olabileceği şüphesiyle savcılık soruşturması kapsamında emniyet müdürlüklerince ele geçirilen ürünlere ait numuneler hakkında Sağlık Bakanlığı tarafından gerekli inceleme ve analizler yapılmaktadır. Emniyet yetkilileri tarafından ele geçirilerek incelenmesi talep edilen veya şikayete konu olan ürünler Sağlık Bakanlığı’na gönderilerek yetkili kişiler tarafından incelenmektedir. Son zamanlarda ele geçirilen ürünlerin çoğunlukla zayıflamaya yönelik ya da cinsel performansı artırıcı (afrodizyak) ürünler olduğu, bunun yanında analjezikler ve saç dökülmesine karşı kullanılan ürünlerin de kaçak/sahtelerine sıkça rastlandığı görülmektedir. Ayrıca internet üzerinden sahte ilaç satışlarında da büyük patlama yaşanmaktadır. Bu tür ihlaller mevzuata açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Bu yüzden tüketiciler satın alacakları sağlık ürünlerini eczanelerden almaya özen göstermelidir.

Soysal Avukatlık Bürosu; 2015 yılında İstanbul’da Avukat Süleyman Mert Soysal tarafından kurulmuştur. Avukat Süleyman Mert Soysal İstanbul’da uluslararası alanda faaliyet gösteren saygın hukuk bürolarında 2006 yılından itibaren özellikle fikri mülkiyet, bilişim, ticaret ve şirketler, sağlık, medya ve reklam hukuku alanlarında çalışmış, bu uzmanlık alanlarından yola çıkarak 2015 yılından itibaren de Soysal Avukatlık Bürosu’nu kurmuştur.
Soysal Avukatlık Bürosu, müvekkillerinin ihtiyaçlarını kendi ihtiyacı gibi görüp; taleplerini daima ön planda tutmayı temel prensip edinmiştir. Çalışmalarımızda; genç, dinamik ve istekli yapımızla müvekkillerimize gerekli en yakın ilgi gösterilirken uluslararası alanda faaliyet gösteren hukuk bürolarında 15 yıla yakın çalışarak elde ettiğimiz deneyim ve kurumsal yapı anlayışı da yansıtılmaktadır. Bu çerçevede Büromuz gerek dava takibinde gerekse ticari işletmelerin günlük işlerinden doğabilecek hukuksal sorunlarda müvekkillere en hızlı ve fakat en kapsamlı ve etkili çözümler sunmayı hedeflemektedir. Soysal Avukatlık Bürosu, iş dünyasındaki yenilikleri de çeşitli mesleki üyelikleri ve katıldığı konferanslar aracılığı ile takip ederek yurt içindeki çalışmalarına katkı sağlamaktadır.

Soysal Avukatlık Bürosu; 2015 yılında İstanbul’da Avukat Süleyman Mert Soysal tarafından kurulmuştur. Avukat Süleyman Mert Soysal İstanbul’dauluslararası alanda faaliyet gösteren saygın hukuk bürolarında 2006 yılından itibaren özellikle fikri mülkiyet, bilişim, ticaret ve şirketler, sağlık, medya ve reklam hukuku alanlarında çalışmış, bu uzmanlık alanlarındanyola çıkarak 2015 yılından itibaren de Soysal Avukatlık Bürosu’nu kurmuştur.
Soysal Avukatlık Bürosu, müvekkillerinin ihtiyaçlarını kendi ihtiyacı gibi görüp; taleplerini daima ön planda tutmayı temel prensip edinmiştir. Çalışmalarımızda; genç, dinamik ve istekli yapımızla müvekkillerimizegerekli en yakın ilgi gösterilirken uluslararası alanda faaliyet gösteren hukuk bürolarında 15 yıla yakın çalışarak elde ettiğimiz deneyim ve kurumsal yapı anlayışı da yansıtılmaktadır. Bu çerçevede Büromuz gerek davatakibinde gerekse ticari işletmelerin günlük işlerinden doğabilecek hukuksal sorunlarda müvekkillere en hızlı ve fakat en kapsamlı ve etkili çözümler sunmayı hedeflemektedir. Soysal Avukatlık Bürosu, iş dünyasındakiyenilikleri de çeşitli mesleki üyelikleri ve katıldığı konferanslar aracılığı ile takip ederek yurt içindeki çalışmalarına katkı sağlamaktadır.